25 Mayıs 2020 Pazartesi

KARANTİNA VE DİĞER ŞEYLER

Sanırım uzun bir sürecin sonuna doğru yaklaşıyoruz.
Şu normalleşme süreci nasıl geçecek, bizi nasıl etkileyecek bilmiyorum.
Karantina bir çoğumuz için oldukça zor geçti. Karantinanın öncesinde salgının başlamasıyla birlikte, gördüğüm kadarıyla bir çok kişide anksiyete belirtilerine de neden oldu sanıyorum.Çok bildiğim veya çok hakim olduğum bir konu değil ama internette birçok psikoloğun paylaşımları üzerine bunu diyorum, ücretsiz bir şekilde destek olduklarını gördüm hep. Bu da bir süreçti ve umuyorum ki sonuna gelmiş olalım.

Açıkçası karantinada olmanın bende o kadar olumsuz bir etkisini görmedim. Beni daha çok etkileyen kısmı iş eksenli oldu. Bu süreçte işleri evden yürütmeye, home office şeklinde çalışmaya başladık. Anladım ki işi, işte bırakmak çok büyük bir lütufmuş. İş ortamı evde olunca aklım sürekli  işte oluyor. Gelen bir telefonu, e-maili kaçırma kaygısı duyuyorum. Kulağım sürekli telefonda, gözüm sürekli bilgisayarda oluyor.  Mesai bitse de aklım yine işte oluyor. Çok garip bir duygu. Ama bu sürecin de sanıyorum yavaş yavaş sonuna geldik, artık çevremden de gördüğüm kadarıyla ofislere kısmi dönüşler başlıyor.

Karantinaya denk gelen bayram da çok kolay olmadı bir çoğumuz için ama umarım bu günler de evde geçirdiğimiz son günler olur ve sevdiklerimize bir an önce kavuşuruz.

Bloğu eskisi gibi aktif kullanmıyorum, yazmaya vaktim olmadığından değil aslında ama içimden yazmak gelmediğinde yazmıyorum, kendimi zorlamıyorum. İçimden geldiğinde de işte böyle üç post arka arkaya yayımlıyorum :)

Yazmadığım bu süreçte evimizin yeni bir üyesi oldu, Çiko.


Şubat ayından beri bizimle. O kadar çok seviyorum ki bazen öpücem diye resmen boğuyorum :)
Şimdiye kadar kedimiz, tavşanımız, kaplumbağamız, balığımız oldu ama bir kuş, ilk defa. İlgim de olmamasına rağmen bize eşlik etsin istedik ama şimdi aşığım resmen.

Yazının sonunda bahsetmek istediğim biri daha var o da İsmail hocamız.
Üniversiteden, en güzel, bana göre oldukça da öğretici derslerin hocası, neşesi, sevgisiyle bir çok öğrencinin de sevgisini kazanmış İsmail hocamız.
Son derece yardımsever, duyarlı, bizleri de duyarlı olmaya teşvik eden İsmail hocamız.
Kendisi uzun yıllardır, kan bağışı, kök hücre bağışı için çalıştı. Ancak ne yazık ki uzun süredir mücadelesini verdiği şey sonunda kendisini buldu. 2 yıldır Lösemi kanseriydi ve bir kaç gün önce vefat ettiği haberini aldık. Gerçekten yazması çok zormuş, çünkü sürekli ailesinin ne kadar üzüntü duymuş olabileceği, nasıl mücadele verdiği, biz kattıkları aklıma geliyor.  Yani bir gün böylesine bir netice ile karşılaşacağımız aklımıza gelmemişti. O bana göre sürekli mücadele veren ve bir gün okula, derslerine, öğrencilerine dönecek olan bir kişiydi. Ondan ders almak, İsmail hocamızı tanımak benim için ne kadar değerliymiş.
Umuyorum ki şu anda çok mutludur ve ne kadar sevildiğini ve kendisi için dua edildiğini görüyordur..
Şu yazımda da kendisiyle okul zamanlarında bahçede ders işlediğimiz zamanlardan bir kare var.
İyi ki tanıdık seni İsmail hoca.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Benzer Yazılar

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...