6 Eylül 2014 Cumartesi

ÖMÜR GEÇİYOR


Bize bahşedilen bu hayatı hoyratça tüketiyoruz.
Her şeyi yoluna koyalım, planladığımız gibi olsun derken ömür geçiyor.
İçindeyken zamanın bir çok şeyin de kıymetini anlayamıyoruz. Daha geleceğimizi bilmezken, "Ah geçmişim, ah benim özlemlerim" diyoruz.
 Burdaki gün batımı ordakine benzemiyor.
Güneşi sağımıza denizi solumuza aldığımız günleri özlüyorum.
Bir çırpıda geçiyor ömür.



Uzaklardan gelen tertemiz yürekli misafirim var.
Aslında her zaman gördüğüm sokaklardan onla geçmek daha farklı.
2 yılın ayrılığını bir güncüğe sığdırmaya çalışıyoruz.
Şurada ne çok oturduk, bu yoldan ne çok geçtik. Bu banklarda, bu okulun bahçesinde neler konuştuk. Ne de güzeldi.
Hayatımızın en güzel yıllarını bir kez daha anımsamak mutlu olmamıza yetiyor.
Çok sevdiğimiz insanları beraber ziyaret ediyoruz.

Yine kocaman öğütler dolduruyoruz yüreğimize, kalbimize.

"Ne olursa olsun, iyi olun, iyilik yapın. Balık bilmezse Halik bilir." diyorlar.




Ve nihayetinde beklediğim mektubum da geldi.

Gelip gidip posta kutusunu bir hayli aşındırdıktan sonra kavuştum.
Tam 2 hafta önce İstanbul Ptt şubesine teslim edilse de benim elime ancak ulaştı.
Size oldukça antika gelebilir ama biz oldukça mutluyuz.
Böylesi daha keyifli.




Uzun zamandan sonra ilk kitap alışverişim.
Kendi kendime karar almıştım elimdeki kitapları bitirmeden yenilerini almayacağım diye ama öyle bir indirime denk geldim ki dayanamadım.
Yakınlarda bir market kitap reyonunu kapatacak sanırım, tüm kitaplar yarı fiyatına.
Açıkçası kitap fiyatlarını oldukça yüksek buluyorum ben.
Bu kitaplar da bu kadar indirime girmişken böyle bir fırsatı kaçırmak istemedim.
Hepsi de almak istediğim şahane kitaplardı.
Monte Kristo Kontu'nu küçük kardeşime aldım. Klasikleri okumasında oldukça yarar var.
Aslında ölüm ve ötesine dair birçok yazarın birçok kitabı var. Bir kaçını da okudum fakat bu kitabın yazarı İmam Gazali olduğundan görür görmez almak istedim. Kabir hayatı ve sonraki süreci okumak belki de bu hayata da tesir eder de biraz daha çeki düzen veririm kendime.
Nazan Bekiroğlu'nun Cam Irmağı Taş Gemi adlı kitabını daha önceden okumuştum fakat kitaplığımda yoktu. Onu da hem kitaplığımda olsun hem de bir kez daha okuma için aldım.
Nazan Bekiroğlu'nun okuduğum ilk kitabı.
Çölün tek tanrılı firavunu. Çöller ülkesi, buzlar ülkesi, mavi gül dalı.
Muhteşem bir eser.
Yine Nazan Bekiroğlu'nun bir diğer kitabı olan Cümle Kapısı'nı aldım.
Bir denenme kitabı. Eminim bilmediğim birçok gerçeği bu denemede öğreneceğim.
Tarihe, bilgiye, sinemaya, genel kültüre doyacağım.

Ve son olarak İskender Pala'nın Mihmandar'ını aldım. İlk çıktığı zamanlardan beri almak istiyordum.
İyi de denk geldi.

Bir de bugünün şarkısı olsun.




Keyifli dinlemeler, keyifli okumalar.
Keyifli bir hafta sonu geçirmeniz dileğiyle...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Benzer Yazılar

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...