Bu mektup hikayesini daha önce şu yazımda anlatmıştım. Ama hâlâ vazgeçmiş değilim. Bu defa çok araştırdım. Bu aileye ulaşcam. Google Map'ten mahallelerine kadar gittim. Onlara bu kadar ulaşma istediğimin sebebi ne bilmiyorum. Ama dedemin vefatından sonra daha çok körüklendi bu isteğim. Bazen böyle oluyor, aslında mecbur değilim ama kafamda planladım ve olmadı ya huzursuzum. Sanki onlara ulaşsam dost canlısı dedem mutlu olacak yerinde. Ama büyük hissediyorum, bu defa gidecek ben de buraya büyük mutlulukla yazacağım.
Bir mektup haberim de yurt içinden.Kübra, mektup arkadaşım. Bana çok güzel bir mektup yollamış. Öğrencileri için panoya hazırladığı Necip Fazıl, Nazım Hikmet, Sezai Karakoç dizelerinin arasına kendi cümlelerini sıralamış. Öğrencilerini anlatmış tek tek. Artık birçoğunu ben de tanıyorum. Ben de ona bir cevap yazdım tabi. Onun ki kadar nostaljik olmasa da.
İşte bunlar da benim hayatımın geri kalanının ufak uğraşıları...
Son olarak Fransa demişken şu şarkıyı da şuraya kondurayım. Hem Kübra'da sever, biliyorum.
bi mektup atmadın ki okuyak :)
YanıtlaSilAdres var da biz mi atmadık :)
Sil